İnsan
ALLAH, YERYÜZÜNÜ SİZİN İÇİN BİR KARAR, GÖKYÜZÜNÜ BİR BİNA KILDI; SİZİ SURETLENDİRDİ, SURETİNİZİ DE EN GÜZEL (BİR BİÇİM VE İNCELİKTE) KILDI VE SİZE GÜZEL-TEMİZ ŞEYLERDEN RIZIK VERDİ. İŞTE SİZİN RABBİNİZ ALLAH BUDUR. ALEMLERİN RABBİ ALLAH NE YÜCEDİR.
(MÜMİN SURESİ, 64)
Insan yeryüzündeki canlilarin en akillisidir. Cünkü bizi onlardan ayiran birtakim seyler var. Ama nedense bazen hayvanlardan da kötü, zalim , acimasiz olabiliyoruz. Bunun sebebi nedir? Bunlar sadece bu devirde degil, bundan önceki devirlerdede böyle idi.
Insanoglu kendisine verilen özellikleri iyi kullanamayip, yanlis zamanda, yanlis yerde , lüzumsuz bir sekilde kullanmaktadir. Mesla bize bir dil verilmis, bizler bu dili genlellikle yalan söylemek, küfür etmek, kisacasi birbirimizi kirmak icin kullaniriz. Oysa yüce Allahim onu bize hangi sebebten dolayi verdi diye bir düsünsek, cözüme ulasiriz.
Veya bizlere Allah tarafindan iki tane mubarek Göz verilmistir. Bizler bu güzel Gözlerimizle genellikle Haram olan seylere bakar ,nefsimizi böylece tatmin ederiz. Oysa o güzler o amaclami bize verilmistir???
Veya Ellerimizi, Ayaklarimizi hatta ve hatta Beynimizi bile sadece Haram olan konularla mesgul eder, böylece dogru yoldan yavas yavas cikariz. Ne yazikdirki bunun bile farkina varmayiz.
Gördügünüz ve eminim sizlerinde bildiginiz gibi Insanoglu okadar menfaatci, nankör bir yaratik ki, hayvanlar bile bizden daha temiz, sadik ve akillilar.
İnsan bedeni, yeryüzündeki en kompleks makinadır. Hayatımız boyunca bu bedenle görür, işitir, nefes alır, yürür, koşar ve zevk alırız. Bedenimiz kemikleri, kasları, damarları, iç organları ile mükemmel bir düzen ve tasarıma sahiptir. Bu tasarımın detayına inildiğinde ise daha da şaşırtıcı gerçeklerle karşılaşılır. Birbirinden farklı gibi görünen vücut parçalarının tamamı aynı malzemelerden oluşmaktadır. Hücrelerden….
Vücudumuzdaki herşey milimetrenin binde biri büyüklüğündeki hücrelerden oluşur. Bu hücrelerin kimi biraraya gelerek kemikleri, kimi sinirleri, kimi karaciğeri, kimi midemizin iç yapısını, kimi derimizi, kimi ise gözümüzün kornea tabakasını oluşturur. Hücreler vücudun hangi parçasını oluşturuyorlarsa bu bölgede ihtiyaç duyulan boyuta ve şekle sahip olurlar.
Bu kadar farklı görevler üstlenmiş olan hücreler nasıl ve ne zaman meydana gelmişlerdir?
İşte bu soruya verilecek cevap, bizi her anı mucizelerle dolu olan bir olaya götürecektir. Bugün sizin bedeninizi oluşturan yaklaşık 100 trilyon hücrenin tamamı, tek bir hücreden çoğalarak meydana gelmişlerdir. Şu an sahip olduğunuz hücrelerle aynı yapıya sahip olan bu tek hücre de, annenizin yumurta hücresi ile babanızın sperm hücresinin birleşimiyle ortaya çıkmıştır.
Allah, Kuran'da insanlara, kimi zaman göklerdeki ve yerdeki, kimi zaman da canlılardaki yaratılış mucizelerini, Kendi varlığının delilleri olarak örnek gösterir. Bu delillerin en önemlilerinden biri de, sözünü ettiğimiz konu, bir diğer ifadeyle insanın kendi yaratılışındaki mucizelerdir.
Birçok ayette insanın, ibret almak için, bizzat kendi yaratılışına dönüp bakması öğütlenir. İnsanın nasıl var olduğu, var olurken hangi aşamalardan geçtiği detaylı olarak tarif edilir. Vakıa Suresi'ndeki ayetlerde, insanın yaratılışı şöyle anlatılmaktadır:
Sizleri Biz yarattık, yine de tasdik etmeyecek misiniz? Şimdi (rahimlere) dökmekte olduğunuz meniyi gördünüz mü? Onu sizler mi yaratıyorsunuz, yoksa Yaratıcı Biz miyiz? (Vakıa Suresi, 57-59)
İnsan bedenini oluşturan 60-70 kiloluk et ve kemik kütlesinin özü başlangıçta bir damla suda toplanmıştır. Akıl sahibi, duyan, gören, işiten ve vücut yapısı olarak oldukça kompleks bir yapıda olan insanın bir damla sudan meydana gelmesi şüphesiz ki olağanüstü bir gelişimin sonucudur. Bu gelişim ise, elbette başıboş bir sürecin, rastgele oluşan tesadüflerin sonucunda gerçekleşemez.
İnsanın oluşumundaki bütün aşamalar, Allah’ın benzersiz yaratışıyla var olmuştur.
Bu kitapta yeryüzünde her insan ile birlikte hiç durmaksızın yaşanan "insanın yaratılış mucizesi"nin detayları anlatılmaktadır. Şunu belirtmek gerekir ki, bu kitapta anlatılan olaylar, insanın yaratılışındaki detayların yalnızca bir bölümüdür. Öyleki bu kitapta anlatıldığı kadarı bile, insana, Yaratıcısı'nın sonsuz kudretini, tüm evreni sarıp kuşatan sınırsız ilmini ve aklını bir kez daha göstermektedir. Ve Yüce Allah'ın, "yaratıcıların en güzeli" olduğunu tüm insanlara tekrar hatırlatmaktadır:
Andolsun, Biz insanı, süzme bir çamurdan yarattık.
Sonra onu bir su damlası olarak, savunması sağlam bir karar yerine yerleştirdik.
Sonra o su damlasını bir alak (embriyo) olarak yarattık; ardından o alak'ı (hücre topluluğu) bir çiğnem et parçası olarak yarattık; daha sonra o çiğnem et parçasını kemik olarak yarattık; böylece kemiklere de et giydirdik; sonra bir başka yaratışla onu inşa ettik. Yaratıcıların en güzeli olan Allah, ne yücedir.
(Müminun Suresi, 12-14)
DÖL YATAKLARINDA SİZE DİLEDİĞİ GİBİ SURET VEREN O'DUR. O'NDAN BAŞKA İLAH YOKTUR; ÜSTÜN VE GÜÇLÜ OLANDIR, HÜKÜM VE HİKMET SAHİBİDİR.
(AL-İ İMRAN SURESİ, 6)